Hoşgörülü Olmak ve Affedebilmek

Hoşgörülü Olmak ve Affedebilmek

Mustafa BAL

Hoşgörülü olmak ve affetmek nedir?

Hoşgörülü olmak; bir kişide tasvip etmediğiniz bir davranışı, onu kabul etmek anlamında değil, onu anlamaya çalışmak ve ona karşı öfke duymadan yaklaşabilmektir. Affetmek ise, size yapılmış olumsuz bir eylemi, haklı olsanız bile içtenlikle bağışlamak, karşınızdaki kişiyi suçlamamaktır.

Günümüz toplumunda insanlar o kadar hızlı yaşıyor ki, bu hız beraberinde tahammülsüzlüğü ve anlayışsızlığı getiriyor. Kimse artık hoşgörülü olmayı ya da affetmeyi aklının ucundan bile geçirmiyor. Bu da toplumsal dinamikleri bozan önemli bir unsur haline geldi.

Mevlânâ ne güzel demiş:

“Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol, hoşgörülülükte güneş gibi ol…”

Güneş herkesi ayırt etmeden nasıl aydınlatıyorsa, biz de en azından bir odayı aydınlatan bir lamba gibi, bulunduğumuz ortamdaki herkese karşı hoşgörülü olmalıyız. Herkesin kusurunu affedebilmeli, anlayış gösterebilmeliyiz.

Bana göre hoşgörüde en zor ama en anlamlı şey, hoşgörüsüz birini hoşgörebilmektir. Zaten sakin, nazik ve anlayışlı birini hoşgörmek kolaydır. Asıl erdem, zor insanlara karşı da hoşgörü gösterebilmektir.

Viktor Frankl ne güzel ifade etmiş:

“İnsanın en büyük kazanımı başarı değildir, değiştirilemez bir kaderi cesaretle yaşayabilmesidir.”

Konfüçyüs ise şöyle demiş:

“Erdemli insan, başkalarının kusurlarına karşı hoşgörülüdür.”
(M.Ö. 551)

Ne kadar sade ve etkili bir tanım! Demek ki hoşgörülü olmak, aynı zamanda erdemli bir insan olmanın temelidir.

Freud’a göre ise, bastırılmış öfke, çoğunlukla affedilemeyen olaylardan kaynaklanır. Yani içimizdeki öfkenin kökü, çoğu zaman hoşgörüsüzlükten ve affedememekten beslenir. Bu da ruhsal sağlığımızı doğrudan etkiler.

Sokrates şöyle der:

“Bilgi ve anlayış eksikliği insanları hata yapmaya iter. Bilge kişi, bu yanılgıyı affeder.”


Peki neden affetmeli ve hoşgörülü olmalıyız?

İçsel huzur için,

Ruhsal sağlık için,

Sağlıklı sosyal ilişkiler kurmak için,

Ve en önemlisi, erdemli bir insan olabilmek için…

Hadi gelin, bundan sonra biraz daha hoşgörülü olalım. Kırmak yerine anlamayı, yargılamak yerine affetmeyi seçelim. Unutmayalım:
Affetmek zayıflık değil, olgunluk göstergesidir.